26 Temmuz 2013 Cuma

Başımın Ağrısı Leyla

BAŞIMIN AĞRISI LEYLA

başımın ağrısından ölücem leyla
ellerimi bir açsam
gözlerin fırlayacak avuçlarımdan.
beni sevmeyişlerin
kargalar gibi dizilecek mısır tarlalarına.
kolumu kaldıracak halim yok inan
kendimsiz kaldıkça böyle
aklımda yağmurlar biriktiriyorum.
mideme tornavida sokar gibi
yağmurlar biriktiriyorum.
cebimde bomboş bir cüzdan
koka kola içiyorum sensiz
seni düşünüyorum durmadan.
ağlayıversem kurtulacakmışım sanıp
kurtulmuyorum ağlamayaraktan.
daha beraber cigaralar içip
ellerini sayacaktık;
ellerin ne güzel
su içişin ne güzel
sen ne güzelsin leyla.

başımın ağrısından ölücem leyla
şu ufacık şehirde
gecenin bir yarısı içimi öpmüşsün,
o saniye mp3'ümde
gencebaylı şarkılar çalmışlar.
şu sevdiğin adamı paket yapıp sonra
motorla çook uzaklara yollamışlar.
sesinden sucuklu yumurta yapıcam leyla.
bana inanmadıklarında çıkarıp yiyicem hepsini
kovalayıp bütün kedileri
hayrına burger king açıcam buralara.

başımın ağrısından ölücem leyla
kolumu kaldıracak halim yok inan
ben her dakika bir derviş pataklıyorum içimde
azalmıyorlar leyla.
karnımda gülüşünün faturası
ne yapayım ödeyemiyorum
güzelliğinin türk lirasıyla kaç para
bana yardım et leyla
yanına varamıyorum.

başımın ağrısından ölücem leyla
boynunla parmaklarını
izlemeye aldırdım mobeselerden.
bir balkon çiçeği gibi büyütüyorum seni yavaş yavaş.
aramızdaki uzaklığa ormanlar kurulur o ayrı;
hem bir ormanı yakmak o kadar da zor olmamalı.
sen limonata içerken açıyorsun ya ağzını,
işte benim kalbim de o kadar yırtık;
bir gün ayakkabıların ne güzel dediydin bana
işte dünya artık,
onu demediğin kadar karanlık.

başımın ağrısından ölücem leyla
saçlarımı çöpçüler çekiştiriyor.
saçlarımı saçlarına karıştır,
beraber uçurtmalar yapalım.
kolumu kaldıracak halim yok inan
kolumu çabuk omzuna atman lazım.
tarihin tozlu sayfalarına
plastik harflerle geçmeliyiz beraber
kol kola, el ele..
ne kadar delikanlı duruyorum ben  resimlerde,
tırnaklarımı pul niyetine kullanıyorum.
yazının keşfine şahit yazıyorum seni
bak işte şu elimde tuttuğum kalemle.
keşke adın dilruba olsaydı
neyse siktir et;
uçurtmalar yapalım beraber
salmayalım sonra gökyüzüne.

başımın ağrısından ölücem leyla
mevlütler okunuyor içimde.
rujlar sürülüyor malta adası'na
senin dudaklarına bir de.
içimde gözle görülmeyen bir umut
içimdeki hitler
yoğun ısrar sonucu
barıştı bütün yahudilerle.
uyuyamıyorum leyla
içimdeki kömürlük, annanemle akraba.
kabullenmek istemiyorum;
tek isteğim biraz çekirdek yemek beraber
tanımadığımız bir parkta.

başımın ağrısından ölücem leyla
kolumu kaldıracak halim yok inan.
ben nasıl gülerim sen o adama varırsan?
herkes biliyor her şeyim biraz eksik
peygamberler şehrin ortasında geziniyor
seni anlattığım dinler de o kadar pagan.
seni görünce her şey başa sarıyor;
ama sen yoksan ve hiç olmayacaksan
bu kalp o kadar yoksun,
botanik sarpa saracak biliyorum
seni dalından bir çiçek gibi koparırsam.
vampirler de işi bırakır boynunu öptüğüm gün:
çok muzaffer olacağım leyla

benimle mohaç gibi bir yerde savaşırsan.

Anılcan Oğuz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder