29 Nisan 2010 Perşembe

Yanlış yolun karanlığından
İnandırıp coşkulu sözlerimle
Kurtardığım zaman düşmüş ruhunu
Seni kuşatan kötülüğü
Büyük bir acı duyarak
Lanetledin pişmanlık içinde.
Vicdanının unutuşunu
Cezalandırmak için anılarınla
Benden önce olanların öyküsünü
Bir bir anlatırken
Birden bire yüzünü ellerinde kapadın.
Ruhunda isyan başladı
Utançla ve dehşetle sarsılarak
Gözyaşlarına boğuldun..

N.A Nekrasov'un bir şiirinden..

Enginar sorunsalı

Annem olmadığında enginarda yiyemiyorum. Uf,çok kötü!

28 Nisan 2010 Çarşamba

Bu papatya onun sevip sevmediğini merak ediyormuş. Hayır ben değil,sadece o. Israr etti kırmadım. Sonuç? dediğinizi duyar gibiyim. Sevmiyormuş,kendi bilir. Elimde kalan yapraklara baktım,baktım.. Merak etmişti. Şimdi biliyor kalan tek yaprağında ne sakladığını. Ama merak uğruna bazı şeyleri göze almamız gerektiğini ben söyledim ona. Şaşırdı. Elimden düşen yapraklarını görmemişti çünkü..

25 Nisan 2010 Pazar

Melaba. Tanışabilir miyiz?

Bayan X'e,vazgeçtim ismini yazıyorum. Sevgili arkadaşım Seray'a -ki çok yakın arkadaşım olur kendisi,Beg ve o vazgeçilmez,neyse-. Tanışabilir miyiz? diye mesaj attım mı? Evet. Amaç sadece can sıkıntısının getirdiği eğlenme dürtüsüydü. Cevap geldi,helecan oldum böyle. Aa oyunu devam ettirdi mi hebele hübele gibisinden. Evet,cevabı yazıyorum: Bana yarın ölü ozanlar derneğini getirir misin?.. Benimle tanışmak istemiyor çok kırıldım. Evet ya,çok kırıldım! Beg gel buraya. Sen böyle yapmazdın. Hey nisan yağmuru,tanışabilir miyiz?

23 Nisan 2010 Cuma

Düşler Krallığı~





Mumun aydınlattığı ışık dışında hayat belirtisi yok. Karanlık o kadar içten ve derin bedenine bürünmüş ki sarmalıyor bir bir ümitleri. Sessiz nefeslerime gürültülü anlamlar yüklüyor adeta. Ve uyku benden sıyrılıyor. Bundan önceki gece olduğu gibi,diğer gece olduğu gibi,bir çok önceki gece olduğu gibi,yarınki gece olacağı gibi. Yazım kurallarına bile uymuyorum. Umrumda değil. Neyin ne olduğu,ne olacağı. Bakıyorum gerçeklerin aynasından ne var orada? kim? Hayır bana göre değil.
'Mumu söndürür müsün?' diyorum umutsuzca. Söndürmeyeceğini bildiğim halde. Işık korkutuyor oysa beni. Çünkü sadece karanlıkta hayal kurabilirim. Hayallerime ulaşmam için karanlık şart. Gözlerimi sadece karanlıkta kapatabilirim. ''Yapma,söndür hadi mumu. Beni korkutuyorsun.'' Umrunda mı peki? hayır. Hiçbirşey ne hayalimin ne de ona sahip olan benim umrumda. Sadece geleceğe kitlenmiş kalan gündüzlerden,ışıktan sıkıldığı için benimle. Ve benimle olması onun gerçek olmadığı acısını vuruyor kıyılarıma.Çünkü ben istemediğim bir hayalde,hayal'im. Dalgalarla sürüklenen,sürüklendikçe batmaya hazır eski bir gemi hayal. Mum ışığında bile kayboluyor üstelik. Sadece geceler ona ait.Sadece arta kalan gereksiz zaman.. Birkaç dakika kadar yalnız.

Kalkıyorum yerimden. Birşeyler yapmam gerektiğini düşünerek. Sabah olmaya başladı çünkü. Aldırma diyor edasızca. Sigara dumanlarından geriye bakarak sesleniyor. ''Boşver,hangi sabahın ardından gece olmaz ki? Gülümsemiyorum bile. Sözü ters olarak bilmesi.. Ben böyle cahilliklere gülerim üstelik. Çarptığı kapının sesinden irkilerek güneşin doğuşunu izliyorum. Güneş ışık saçıyor,benim ise yıldızlarım doğuyor. Her zaman böyle olmuştur bu. Fikirlerim öylesine donuk ki. Gözlerimi açıyorum yavaş yavaş. Kapanan kapıyı aralayıp çıkıyorum ütopyadan. Kapıyı hızla kapatarak söyleniyorum. Gerçeklerden sıkıldığında geri gelir nasılsa. Hayalsiz yaşayamaz insan. Ve ben en zehirli hayal'im.. Küçük bir kuzgun geceye kanat çırpıyor.

Anlatmaya çalıştım,
Fakat gözleri öyle boş ki..

21 Nisan 2010 Çarşamba

Umut fakirin ekmeğidir kardeşim!

İnsanların umutlarıyla,mutluluklarıyla oynamak korkunç bir davranış. Neden mi? Matrislere,determinantlara baktım baktım birşey anlamadım. 'Keşke sınav iptal olsa ya da sınav anında bizi keçiler kaçırsa' dedim mi? Dedim. Bundan yaklaşık bir saat sonra sınav iptal oldu sanırım diye X şahsından mesaj geldi mi? Evet. Derecesi acayip olan bir mutluluk dalgasını kapsadı bedenimi. Rahatladım gidiyim bi film izliyim yemişim matriside determinantıda dedim. Ama sonra Y şahsından gelen 'Hayır sınav iptal olmadı' mesajı ile dumur oldum mu? Evet lan. Ben kara cahilin yüreğine umut paresini ektiler sonrada iptal olmasın,olmadı. Sizin tuzunuz kuru tabi. O derslerde uyuyan,kitap okuyan, Stratovarius dinleyen bendim. Son gün bi'şey korkusu oluştu. Ehem her neyse. Bak yine bi' mesaj geldi. Sınav iptal edilmiş. Çalışmalı mıyım sizce? Aman gerek yok. Hevesim kaçtı zaten.

We're Floydian!

“Open your heart, I’m coming home…”

Fırsat Yıkıntısı

Hayaller,hedefler vardır hayatta. Ama benim yok. Bu beklentiyi oluşturur çünkü.Ve beklentiler yalnız değildir,beraberinde huzursuzluk,hayal kırıklığı ve fırsat yıkıntısı getirir. Fırsat yıkıntısı diyorum çünkü fazlasıyla gerçek bir yıkıntı bu. İnsan hayalleri ve hedefleri uğruna karşılarına çıkan herşeyi yok sayıp geçebilir mi?. Kesinlikle. Hatta bazen farkına bile varamaz. Ne aptal bir körlüktür bu? Sadece dilediğin, istediğin birşey için diğerlerine toplu iğne ucu değer vermek,hiç adil değil. Olmasıda gerekmez zaten. Bu yüzden hedefim,hayalim hiç biri yok. Sadece önüme çıkan fırsatları değerlendirmek istiyorum. Bunu becerebiliyor muyum peki? Emin değilim. Aslında önemi yok. Sakladığım bir gerçek var,açığa çıkmayı bekleyen. Delicesine hayal kurmak istiyorum. Ama elimde olmadan erteliyorum bu düşünceyi ve her seferinde kendimi hayalin içinde buluyorum. Boşluktayım. Öyle yaman bir boşluk ki bu,bilinmezlikleriyle daraltıyor ruhumu. Üstelik karga mıdır yoksa kuzgun mu bunu bile bilmem ben.

Gunter Glieben Glauchen Globen!

Bu anlamsız sözcük öbeği serisi içimi cızlattı. Bir an özenti hissettim kendimi. Neden mi? Headbang dergisinin çok öncelerdeki eski sayısında ( Eşitağırlık öğrencisiyim bildiniz,evet) böyle bir giriş vardı. Olsun. Ben seviyorum ama bu şarkıyı. Offspring'in ilk dinlediğim şarkısı olmasıda sevmemde bir etken,hı hı. ''..pretty fly for a white guy'' kısmı alır götürür. Çok saçmadır. Öyle saçmadır ki bu onu sıradanlıktan kurtarır ve sıradan biri dinleyip bunu sevebilir. Fazla saçma olduğu girişte söylenen o zincirlemeden bellidir. Ama yinede sevilir hani. Bunun dışında Offspring'in sevdiğim bir kaç şarkısı daha var. Sevmemdeki amaç farklıdır belki,bilemem. Ama yinede öyle işte.
Edebiyat sınavından çıktıktan sonra diğerleri gibi 'Kızım süper'',''Harika lan!'',''Olm kalemim bile bitti,çok kolaydı'' etc. gibi tepkiler vermemem sınav öncesi
Offspring dinlememin getirisi olabilir. Sınav nasıl mı geçti? Önemi yok. Geçti işte. Geçmişi rahat bırakmak gerek. Çok kurcalanırsa gelecek olarak geri döner bize. Gidiyim mi ben? tamam. Bitti.

20 Nisan 2010 Salı

Merabaa

Neden böyle bi'şey yaptım bilmiyorum,inan. Eski blog varken yenisini açmak? Aç gözlü olarak tanımlamanızı istemem.Üstelik kuzgunları kargadan ayırt edemem bile. Bazen yenilik şart,evet. Zaten Beg'im dışında izleyenim yoktu. Canım benim,izliyordu beni hep. Öperim.
Ne diyordum? Kitap,film,kahve,Pink Floyd ve role playing takıntılarım dışında pek birşeyim yoktur. Sıradan biriyim. Tek yapabildiğim sıradan olmak. Ne var ki? Siz bunu zaten anladınız. Ayrıca 8O'ler falanda dinlerim. Geri kafalının tekiyim. Kuzgunlarıda bildiğin severim hani. Taklit yetenekleri olağanüstü derecedeymiş,öyle dediler.Bu yüzden çok imrenilesi hayvanlar lan. Neyse bunlar ilgilendiğim özellikleri değil. İlerleyen zamanlarda neden sevdiğimi detaylı olarak anlatmayı düşünüyorum. Şimdi gidip kahve yapsam ne iyi olur.One more cup of coffee nırınırım . Siz bunu aslında okumadınız. Sadece superego,başka birşey değil. Bitti.