Hani tuhaf ve sanki pudra tatlılığında bir küre. içinde renkli ağaçlar ve kelebekler var. bir de bulutlar tabii. Küreyi sallıyorsunuz, kar taneleri aşağı yukarı hareket ediyor. İçine kendinizi ve onu ekliyorsunuz, sonra işte tuhaflığa yakışır biçimde gülümseyerek bakıyorsunuz. Gamzeniz görünüyor, saçınıza düşen kar tanesini eliyle uzaklaştırıp yanağınıza bir öpücük bırakıyor. Elinden tutup mavi bir ağacın altına gidiyorsunuz, çiçekleri toplayıp havaya bıraktıktan sonra güneş batmaya başlıyor. Başınızı onun omzuna yasladığınızda bir kelebek gelip avcunuza konuyor ve sonra onu tekrar öpüp bin yıllık uykuya dalıyorsunuz.
Benim aşktan anladığım bu.
* ilk olarak biraz şarkıdan bahsederim diye konuşmuştuk ama şarkı kendinden kendi bahsetmek istedi. ne ayıp ama.
Joseph Arthur - Honey And The Moon .mp3 | ||
![]() | Found at bee mp3 search engine | ![]() |
şarkıyı sevdim:)
YanıtlaSilKeşke aşktan anladığın gerçek olabilse.
YanıtlaSilJG, beğenmene sevindim. : )
YanıtlaSilsöylediğim gibi, önce mavi bir ağaç bulmamız gerekiyor. çok acil.
Evet bencede şarkı çok hoş ki.
YanıtlaSilSayın B. dinlerde güzel olmaz mı? (:
http://images.travelpod.com/users/flexitdriver/3.1255605605.pacific-blue-tree-yass-nsw.jpg
belki bu bi' mavi ağaçtır :))