13 Eylül 2011 Salı

meraba. iyi şeyler yazmıyorum.

Bazen yalnız kalırsın. yedi milyar insanın içinde yapayalnız kalırsın. Bazen ağlarsın, yedi gün yağmur yağan bir kentte durmadan ağlarsın. Ellerin üşür. Hayır, ellerin çok üşür. Isıtacak kimsen olmaz, kalkıp pencereyi açarsın. İçeri oksijen dolması gerekirken, mutsuzluk dolar. Güneş ışığını teninden uzak tutarsın, sonra işte. sonra hiçbir şey yapamayacağını anlayıp, kalkıp bir fincan kahvede teselli bulursun. ondört kere izlediğin filmi tekrar dvd’ye yerleştirdiğini bile elini çizen kablo olmasa farketmezsin. Saatler geçer. Boş boş odadaki dağınıklığı izlersin. sonra uyumak istersin. Ama uyuyamazsın. sonra uyursun. uyanırsın. uyursun. uyanırsın. ağlarsın. uyanırsın. ağlarsın. uyursun. yastığın ıslanır.

uyandığında yastığın ıslaktır.
uyanmak istemezsin. ama uyanırsın.
ölene kadar uyanırsın.

3 yorum:

  1. Kendimi toplamaya çalıştığım pek de beceremediğim şu zamanlarda dünyanın bir yanında benimle aynı aktivitelerde bulunan insanları tanımak ne garip.
    Yalnız değilsin.

    YanıtlaSil
  2. bazen tüm bunlar üstüste gelir evet ama şöyle bi gerçek var ki tabir-i caizse tüm bu boktan psikolojinin ardından öyle bi rahatlık gelir ki evlere şenlik ;)

    YanıtlaSil
  3. birdelisevda, yalnız değilsin. şu sıralar mutsuz olmak kişisel olsa da, yalnız değilsin. ve istediğin zaman bana mail atabilirsin.

    o rahatlığı dört gözle bekliyorum. bakalım.

    YanıtlaSil