20 Temmuz 2011 Çarşamba


bazen diyorum, sadece sarsılmaz nesnelerin bulunduğu bir ülkeye taşınsam. yanıma sadece benliğimi, duygularımı ve sözcüklerimi alsam. çünkü çok fazla söyleyecek birşeyler olur, çok az anlatılacak olgular. çok az bakış. öyle bir zaman diliminde uykusuzluk çekiyoruz ki, karamelli dondurmanın bile bir sonu var. ve, sonları iyi bulan kişilerden her zaman korkmuşumdur. biliyorum, güvensizlik denen şey anıların karmaşası. ama ya değilse?

sonra..
son- ra. 

kendinizi anlatabileceğiniz iki kelimeniz var mı? tüm cümlelerimiz, tüm günlerimiz, tüm günahlarımız hep başkası için. ama tüm bunların sonunda kendimizle başbaşa kalıyoruz. en fazla sevmemiz gereken kişi bizken, yine bir başkası için kıytırık acılar çekiyoruz. 
kabul etmek gerek ki,
ilkbaharla sohbaharın iç içe olmadığını bir gökyüzündeyiz.
 




4 yorum:

  1. Mazhar amca güzel söyler her daim. Bir hikayenin devamı gibi şarkıları; misal senin seçtiğinin bana göre devamıdır bu şarkısı;


    http://fizy.com/s/1lriww

    YanıtlaSil
  2. mazhar amca'yı bu yüzden seviyorum sanırım. devamı gibi, sonu yok. ve evet, bahsetmek istediğim devam tam olarak bu.

    YanıtlaSil
  3. Özellikle o son cümlen yok mu, şarkıyla birlikte dağıttı beni. İnsanların aynı şeyleri hissedebilmesi kadar inanılmaz ve korkutucu birşey daha yok.

    YanıtlaSil