30 Ekim 2010 Cumartesi

Gerçekten.

Bir gün metroda tanıştığım biriyle hayatımın geri kalanını geçirmek istiyorum ya da sadece o günü. Evet, gerçekten bunu istiyorum. Kim olduğumuzu bilmemize gerek yok, amaçsız zaten. Kalıplaşmış olmaktan ötesi değil midir sıfatlar? Sessizce fısıldardım belki; ' İnsanların iki dilek hakkı vardır hayatta. Yaşamak ve ölmek. Ben birincisini diliyorum.' Gülümserdi. Kim bilir, hayatında o kişiyi bulmak için hiçbir durakta inmeyen bir başkası daha vardır?

12 yorum:

  1. vardır. çok fransız bir düşünce bu. :)

    haklısın. bence de bir insan hiç tanımadığı bir insanla, hayatını geçirebilir, iyi bir arkadaş veya sevgili olabilir, evlenebilir.

    çünkü, insanların kişilikleri çok da farklı değildir birbirinden, zamanla değişir de. zevkler, ilgiler, kültür de değişir. insanın özü değil bunlar.

    biraz roman-tik bir düşünce olsa da katılıyorum.
    sende edebiyat ruhu var.
    :)

    YanıtlaSil
  2. Vardır, hatta her aşksız insan hayatının aşkıyla metroda, yolda, kitapçıda veya markette rastlayabileceği ihtimalini hep düşünür ama inanmaz ve belki de o yüzden bir çok insanın yanından hayatının aşkı geçip gidiverir öyle.

    YanıtlaSil
  3. Filmlere konu olmuş bir hikaye bu. Metrolar her zaman ciddi, sessiz olman konuşmaman gereken yerlermiş gibi görünür.Oysaki iç yüzü çok farklıdır.

    Oturursun ve kitap okuyormuş taklidi yaparsın.Yada uzaklara dalmış gbi görünürsün, sanki düşünmen gereken bir dolu olay varmış gibi.Oysa herkes bilir ki kimse okumaz veya hiçbirşey düşünmez.Herkes birbirini inceleme halindedir.

    Sonuç olarak kendi kafana uygun, belki metrodan inmeni dahi engelleyecek insanlarla tanışırsın.Sessizliğin içinde bir göz çakışmasıyla başlar herşey.

    Konuşmanın başlamasına birkaç dakika kalmıştır ve karşılıklı incelemeler başlar.Konuşma faslındaysa durulan istasyonların sayısını unutursun.

    Kendi durağını ise rahatsız edici bir şekilde hatırlarsın.En kötüsü de budur.

    Çok güzel bir yazı.
    Kısa yazılar beni her zaman daha çok etkilemiştir.
    Az sözle çok şey anlatma sanatı.
    Benim pek yapamadığım birşey.
    Yazdım mı yazarım.
    Şuanda olduğu gibi.

    Kendine iyi bak :)
    İyi geceler.

    YanıtlaSil
  4. bende diyesim var ama korkar ya insan genellemelerden -yok cok kadinsi yok cok utopik falan- o korkulari cogu insana unutturacak tatta bi yazi olmus. tabi ki bende.

    benim analizime gore :
    metro ; daha ozgur bir kisiligi sembolize ediyor ama icine kapanik bir ozgurluk... ve orada birine asik olmak tamamen sana ait bir secim , kaderle baglantisi olmayan bir secim..

    yeni paylasimlrini bekliyoruz

    YanıtlaSil
  5. Metroda insanların tanısma rituelleri.
    Oyle ki ciddi olma cabaları, gununu gecir gecesin de postasın. Komik :D

    YanıtlaSil
  6. * deepblueeagle, zamanında fransız filmlerinden uzak durmalıydım, yapmalıydım bunu biliyorum. :P

    Ve bence insan belki de tanımadığı biri ile hayatını geçirmeli, devam ettirmeli. En azından karşındakini tanıma gibi bir amacın olmalı, bir süreliğine de olsa. Teşekkür ederim, maddenin özü edebiyat değil mi zaten? (:

    * cips yiyemeyen kız, çok haklısın. Ruh eşi kavramına inanırım bu yüzden ve belki de markette, sokakta, yanından geçen kişi hayatını değiştirebilir, neden olmasın.

    * Hazel, izlenimlerin o kadar doğru ki, katılmamak elde değil. Bir kitap vardır elinde, önce göz göze gelirsiniz daha sonra kitabın isminden başlar cümleler ve kendi durağını ise rahatsız edici bir şekilde hatırlarsın. Filmlere konu olmuştur bu döngü, evet. Teşekkür ederim, uzun cümleleri birbirine çok karıştırdığım için genelde kısa yazarak üstesinden geliyorum. Ama senin, bu uzun ve içten yazılarını beğenerek okuyup kıskanmıyor değilim. :P Teşekkür ederim.
    Sevimli geceler. (:

    * Here of Darkroom, metro yaşamın cıvıltısına kıyasla birçok insanın gerçek yüzünü gösterdiği yerdir bence. Kimse konuşmaz, gülümsemez. Bekler, sadece bekler ve amaç aynıdır. Ve bence insanlar üzerinden tahmin yapılması en mükemmel yer metrolardır. Teşekkür ederim. (:

    * ML, herşey ihtimal tabii ki. :P

    YanıtlaSil
  7. ne güzel yazmıssın böylee..bende senin bu yazdığına benzer bir şiirim var onu en kısa zamanda blogumda senin için yayınlayacağım:)

    YanıtlaSil
  8. Yabancı filmlerin vazgeçilmezidir bu olay ;)
    darısı başına :D
    takibindeyim ;)

    YanıtlaSil
  9. * kendimce, çok teşekkür ederim. Amanın, çok sevenirim buna. Takipteyim, şiirini en kısa zamanda bekliyorum. (:

    * hayalci, Darısı başıma, evet evet! :P Teşekkür ederiim. (:

    YanıtlaSil
  10. Ben bu resme bayıldım ama :)

    YanıtlaSil
  11. Ben de ilk gördüğümde bayılma durumlarındaydım. Çeken şahsı idol olarak arz ederim. :P

    YanıtlaSil
  12. So little I understand of the language, only the way that Google translates the words. But even without understanding many of the words, the poetry of your heart shines through, like the sunshine breaks through a cold fog to bring light and hope. Perhaps you have known pain or sadness and yet you still want to find hope and happiness, like the romance of strangers meeting on the train.I wish you the best; hold on to your dreams. Sometimes they come true.

    YanıtlaSil