10 Aralık 2010 Cuma



'' I'm the hero of the story,
Don't need to be saved. ''

Ilık bir kış günü ya da soğuk bir yaz gecesi, bunun bir önemi yok. Bu sadece yere düşen yapraklar kadar gerçek. gerçek, sahi bir kimlik belki de bir aşk. Aşk? hayır bu ikisine aynı cümlede yer verilmemeli. susun, baştan alıyorum. 

dar bir sokaktan ilerliyorsunuz, insanlar fazla, bezmiş ve umursamaz. sizin onları farkettiğiniz gibi onlar kendilerini farketmiyor. Bir kedi çöp tenekesinden atlayıp tam sağınızdan ilerliyor. sırıtıyorsunuz önce, sonra karşıdan karşıya geçiyorsunuz kalabalık bir sürü halinde. elleriniz cebinizde belki, bir şarkı mırıldanıyorsunuz. Bulutların söylediği gibi. Yağmurdan sonraki toprak kokusunu içinize çekiyorsunuz, vitrin camlarından kendi yansımanıza bakarken yanınızda gördüğünüz siluet zamanı durduruyor. gülümsüyorsunuz, gülümsüyor oda. kim olduğunuzu sormuyor, 'kahveyi sever misiniz?' 
kahve fincanı elinizi hafif yakıyor, bir yudum daha alıp bırakıyorsunuz. O size george harrison'dan bahsediyor, siz ise gökkuşağının renklerinden ve en sevdiğiniz plaktan. 'hayır' diyorsunuz. ' syd barrett tam bir devrim sayılmazdı, o sıradan olmalı bizim gibi. ' 
kapıdan çıkıyorsunuz. kahve için teşekkürler dileyip, farklı yönlere ilerliyorsunuz. arkanıza bakmadan. hepsi bu. belki de hayatınızı değiştirecek kişi dar bir sokakta yanınızdan geçip gidiyor, farketmiyorsunuz. ama kimimiz onunla bir kahve içme şansına sahip oluyor. Şimdi, yukarıdakine bakıp gülümseyin ve sadece bol kremalı bir kahve şansı dileyin. 
Ve unutmayın,
Hayatı kederin karmaşasıyla renklendirin.



Not: Bu arada Sevgili Joseph Gordon-Levit, beni babamdan ne zaman istiyorsun?

7 yorum:

  1. Ancelik bu harika bir yazı.

    "belki de hayatınızı değiştirecek kişi dar bir sokakta yanınızdan geçip gidiyor, farketmiyorsunuz" buna gerçekten de katılıyorum ama son dediğine daha çok katılıyorum,

    "Hayatı kederin karmaşasıyla renklendirin."
    bu çok anlamlı ve çok güzel bir cümle.Ve yazıya cuk oturmuş :)

    ellerine sağlık blogdaşım :)

    YanıtlaSil
  2. Hazel, çok teşekkür ederim. Kedi gibi bir gülümseme oluştu yüzümde, ne kadar içten gülümsediklerini bilirsin. : )

    O cümle yazıya sahiplik eden filmden alıntı. Filmin başlarında yer alıyordu sanırım.Gerçekten fazla fazla anlamlı.

    Kocamaan öpücükler canım. Yakala!

    Liella, anem mimlenmişim. hemen koşuyorum.

    YanıtlaSil
  3. yazı güzel.
    şarkı ayrı güzel
    regina abla yeter ya. :)

    YanıtlaSil
  4. Teşekkür ederim, en sevimlisinden. : )
    Regina abla bir başkadır.
    Böyle şirin mirin.
    çok yücedir.
    severiz.

    YanıtlaSil
  5. Bu nasıl güzel bir yazıdır böyle. Uyumadan önce ruh dünyamı huzura erdirdin valla teşekkür ederim. Sabahten beri yazamamanın ağırlığı var üzerimde. En azından böyle güzel yazıları okuyup "Evet, yazacak birşeyler var ve insanlar bunu layıkıyla yapabiliyorlar yarım akıllı diyebiliyorum şu an.
    Çok beğendim çok... :)

    YanıtlaSil
  6. oy. asıl ben teşekkür ederim, düşüncelerine sevindim : ) yazamamanın ağırlığını iyi bilirim ayrıca. en şeker şarkını aç, biraz bekle ve kahve eşliğinde tüm düşüncelerini harflere ilet. hepsi bu, gerçekten rahatlarsın. : ) kocaman sevgiler attım şimdi, yakala!

    YanıtlaSil