28 Kasım 2010 Pazar

Nisan Yağmuru.


i wanna fly, never come down,
and live my life,
and have friends around.

HerkasımdabizberaberıslanırdıkNisanYağmuru'yla.

Belki de çok geç bu yazı için. Ama nasıl başlamam gerektiği konusunda en ufak bir fikrim olsa yapraklar gibi dolana dolana yazmazdım kii. Her neeyse, Merhaba canım. Bu yazıyı okuduğunu biliyorum ve şu an nasıl gülümsediğini de tahmin edebiliyorum. Hatta ekrana hafifçe yaklaştın bile, değil mii? : ) Ama dur bir saniye, sen şu an konserdesin ki. Aa.

Küçük Prens'in söylediği gibi: ' Herkes talihsizliklerinin ciddiye alınmasını ister. ' Evet, herkes talihsizliklerini ciddiye alan birilerini ister yanında. Bu öyle bir zamirdir ki, artık her anı ciddiye alırsın onunla. Sıkılmazsın, bazen sadece susarsın. Yaptığımız gibi, ama çoğu zaman şen kahkaha sesleri eşlik eder yağmurlu bir günde yolumuza. Düşünüyorum da, zaman nasıl hızla geçiyor böyle. Sanki dönmedolabın tepesindeyiz ve hızla yükseliyoruz. Sadece yükseliyoruz, farklı bir dolap bu. Tanrı'nın doğum günlerimizde bize bahşettiği sevimli eğlence türlerinden biri sadece. Ve sonra oradan atlayıp atlı karıncalara biniyoruz. Sen beyaz, tek boynuzlu bir atın üzerindesin, ben ise balkabağı bir arabada. Kendi etrafımızda dönüyoruz, kahvemin buharını uzaklaştırıyorum ve sen çayını yudumluyorsun, her zaman çayı daha çok sevmişsindir. Ama yine de sıcak içemeyiz ki, dimi ama dimi? : ) Hayatımız renkli balonlar gibi. Ya da düğme gözlü balıklar. Farklı ve eğlenceli. Kimi zaman durgun belki, ama ben yine de, yine de ben, çoğu zaman kırmızı sarı turuncu mavi yeşil balonları olan bir taçların başımızda olduğunu düşünüyorum. Kedi gülümsemesi gibi bir dostluk.. Kedilerin ne kadar şirin gülümsediğini biliyor muydun? tabii ki. Özellikle aklımda hala minicik hali olan, o beyaz pamuk kedin. Hayvan sevgisini bile senden mi gördük biz kızım, oha. :P
Gökkuşağından gözlüklerimiz var. Nereye baksak rengarenk herşey. Birbirimizin karşısında değil, yanındayız. Birlikte bakıyoruz gökyüzüne. Deniz kenarında kumdan hayaller yapan iki küçük kızdık Beg'im. Ve şimdi aradan 4 büyük sene geçti. Ve hala daha kumdan hayaller inşa ediyoruz. Ama arkamızda okyanus sonsuzluğunun olduğunu biliyoruz artık. Tuzlu havanın etkisiyle, o sonsuzlukla, pembe bir tekne ile hangi hayatlara sahip olduğumuzu öğrenme zamanı. Bu sene de birlikteydik, ve seneye, daha sonraki sene, en seneye.. Bu son değil, daha yolun başındayız değil mi? Pudra şekerliğinde seneler Beg'im. iyi ki doğmuşsun.

Aynı pamuk şekerini paylaşmadığımızı düşünmek...
Yanii bilmiyorum kızım, iyi ki vardın. İyi ki varsın.
Yok olduğunu düşünmek..
Dehşet verici lan, oha. 
Öperim. 
Ancelik.

5 yorum:

  1. you never change and you always fly with nisan yağmuru.

    ne hoş yazı.
    bir şans bu.
    arkadaşlığınız.

    YanıtlaSil
  2. Güzel güzel, güzel bu kankaa. =)) Umarım hep irtabat içinde kalırsınız hayatınız boyunca. Bize gelirsin mesela Nisan Yağmuru'yla hasret gidermeye. =))

    YanıtlaSil
  3. Deep, çok teşekkür ederim. Hemen ödülümü kapmaya geliyorum, dur. .P

    Kankamel, ay umarım umarım. Ne hoş olur, dimi? Umarım siz de en iyi hayalleri yaşarsınız. Peşinizdeyiz, o ayrı. :P

    YanıtlaSil
  4. bettttim betim betim bitanem kuzum canım ciğerim, çok teşekkr ederiiiiiiim :)))) kızııım benm yazdığım yazıda da vardı şu kumdan hayaller inşa eden iki küçük kız, napsak ki??

    canım benim çok duygulandım ya, çoks eviyorum seni =))

    YanıtlaSil