20 Aralık 2013 Cuma

Uzun bir tepenin ardından çıkıp gelen kimse olmuyor çoğu zaman. Sadece beklediğin birkaç saatin hesabını yaparak önyargılarını besliyorsun, çünkü kimse kimseyi saatlerce, günlerce, aylarca hele yıllarca beklemiyor artık. Sadece varsayım. Ya da bilmiyorum, bazı şeylere olan inancını en aza indirirsen, daha az yıpranacağını düşünüyorsun. En iyi savunma sanatından hallice bu bahsettiğim olgu. O tepenin ardından kimse gelmeyecek, kimse hep yanında kalmayacak, kimse senin en sevdiğin filmi dikkate almayacak. Bu gerçekle yaşamaya başladığında, daha sert ve ciddi olmaya başlıyorsun. İnsanlara açıklamaya çalıştığın çok şeyin olacak, neden böyle göründüğün, neden sustuğun ya da neden gereksiz güldüğün.

Kimse bir diğerinin yeterince umrunda değil, olmasına imkan yok. Gereğinde fazla bir bencillik ile doğuyoruz, üzerimizden atamadığımız. Sadece sesini çok fazla çıkaramayanlar iyi sayılıyor, yoksa iyi insanlar olduğumuzdan değil. Hayal kırıklıklarımız oluyor bizim, yalnız kalıyoruz. Her şeyin sonunda yalnız kalıyoruz zaten. Kimse affetmiyor.